fbpx
Kategoriler
Obezite Haberleri

Şeker Endüstrisinin Rüşvet ve Yağ Oyunu

Şeker endüstrisi rüşvet ve yağ oyunu nasıl oynanmış? Günümüzde giderek artan sağlıksız beslenme ve hareketsiz yaşam, kalp hastalıklarına yakalanma oranlarında büyük bir artışa neden olmaktadır. Bu doğrultuda, sağlıksız beslenmeyi oluşturan pek çok besin maddesi söz konusu olurken, şeker ve doymuş yağların etkisi geçmişten bu yana en fazla tartışılan ve araştırılan bir konu olmuştur.

Kalp hastalıkları konusunda 1960’lı yıllarda yürütülen araştırmalar, şekeri masum göstermiş ve doymuş yağ tüketiminin kalp hastalıklarının ana sorumlusu olduğu belirtilmiştir.

Şeker endustrisinin rusvet ve yag oyunu

Peki, gerçekten şeker tüketimi göründüğü kadar masum ve zararsız mıdır? Yoksa şeker ile ilgili yapılan araştırmalarda menfaat çatışmaları ve endüstriyel kaygılar ön planda mı tutulmuştur?

Yeni yayınlanan tarihi kaynaklar, 1960’larda şeker endüstrisinin, bilim adamlarına, şeker ve kalp hastalığı arasındaki bağlantıyı göz ardı etmeleri ve bunun yerine suçlu olarak doymuş yağları göstermeleri için rüşvet verdiğini göstermiştir.

San Francisco, Kaliforniya Üniversitesi’nde yapılan araştırmalar sonucunda ortaya çıkarılan ve JAMA’da yayınlanan şeker endüstrisi iç kaynak dokümanları, günümüz beslenme ve diyet önerilerinin de içinde bulunduğu, beslenme ve kalp hastalığı üzerine yapılmış beş düzine araştırmanın, büyük oranda, şeker endüstrisi tarafından şekillendirildiğini öne sürmektedir.  U.C.S.F tıp profesörü ve JAMA Dâhiliye yazarı Stanton Glantz, şeker endüstrisinin yıllarca şekerle ilgili araştırmalara yön verdiklerini söylemiştir.

Ortaya çıkan dokümanlar, günümüzde Şeker Derneği olarak bilinen ve bir meslek grubu olan Şeker Araştırma Kuruluşu tarafından, 1967 yılında 3 Harvard bilim adamına, şeker, şişmanlık ve kalp hastalığı konusunda bir araştırma yayınlamaları için, günümüzün parasıyla ortalama 50.000$ rüşvet verildiğini göstermektedir.  Araştırmada kullanılan çalışmaların şeker grubu tarafından dikkatle seçilmesi ile hazırlanan ve İngiltere’nin en prestijli tıp dergisinde yayınlanan makale, şeker ve kalp sağlığı arasındaki ilişkiyi minimum düzeyde göstermiş ve asıl suçlunun doymuş yağlar olduğu yalanını savunmuştur.

seker_endustrisinin_rusvet_ve_yag_oyunu-1

Bu nüfuz mücadelesinin yaklaşık 50 yılda dokümanlarla ortaya çıkmasına rağmen, güncel raporlar halen gıda endüstrisinin beslenme bilimi üzerinde etkisi olduğunu göstermektedir. Geçen yıl New York Times’ ta yayınlanan bir makale, dünyanın en büyük şekerli içecek üreticisi Coca Cola’nın, şekerli içecekler ve obezite arasında bir ilişki bulunmadığı yönünde bulgular sunmaları için, araştırmacılara milyonlarca dolar kaynak ayırdığını ortaya çıkarmıştır. Temmuz ayında, Associated Press, şekerleme üreticilerinin “şekerleme tüketen çocukların, tüketmeyenlere göre daha zayıf olduğunu” destekleyen araştırmalar için kaynak sağladığını belirtmiştir.

Bahsi geçen Harvard bilim adamları ve işbirliği yaptıkları şeker yöneticileri artık hayatta değiller.

Rüşvet alan bilim adamlarından biri olan D. Mark Hegsted, 1977 yılında Amerika Tarım Bakanlığı’na beslenme bölümü başkanı olarak atanarak, federal hükümetin beslenme kurallarını içeren rapor taslağının hazırlanmasında öncü olarak görev almıştır.

Diğeri ise Harvard beslenme bölümü başkanı Dr. Fredrick J. Stare adlı bilim adamı olarak kayıtlara geçmiştir.

Şeker Derneği, JAMA dergisinin raporuna cevap olarak, 1967’de araştırmanın yayınlandığı sırada, tıp dergilerinin, araştırmacıların fon kaynaklarını açıklamaları konusunda bir gereklilikleri olmadığını söylemiştir. İngiltere Tıp Dergisinde kaynak açıklama zorunluluğu ise 1984 yılına kadar uygulanmamıştır.  Şeker Derneği yetkilisi, ayrıca, bütün araştırma faaliyetlerinde daha fazla şeffaflığın olması yönünde çalışmaların yapılması gerektiğini ifade etmiştir. Yanı sıra, endüstri tarafından desteklenmiş ve finanse edilmiş bile olsa, bu araştırmaların bilimsel tartışmalar açısından önemli ve bilgilendirici bir rol oynadığını ifade etmişti. Bu konuda yapılan pek çok araştırma dizini, şekerin kalp hastalıkları oluşumunda belirgin bir rolü olmadığını savunmuştu.

seker_endustrisinin_rusvet_ve_yag_oyunu-2

Dr. Glantz, şeker ve doymuş yağ arasındaki göreceli tartışmaların günümüzde halen devam etmesi doğrultusunda, araştırmaların doğru bir şekilde değerlendirilmesinin oldukça önemli olduğunu söylemiştir. Sağlık yetkilileri, uzun yıllar, Amerikalıları yağ alımlarını azaltmaları konusunda teşvik etmiş ve bu doğrultuda, kişiler, günümüz uzmanlarının obezite krizini büyük oranda tetiklediğini söylediği, yüksek şekerli ve düşük yağlı gıdalara yönelmiştir.

Bu durum şeker endüstrisinin yaptığı en akıllıca hamle olmuştur. Çünkü özellikle önemli dergilerde yayınlanan bu makaleler, bilimsel tartışmaların tamamını şekillendirebilecek derecede öneme sahiptir.

Hegsted, araştırmalarını hükümetin beslenme kurallarını etkilemek amacıyla kullanmış ve bu doğrultuda, doymuş yağın kalp hastalıkları açısından geniş açılı bir yönlendirici olduğunu vurgularken, şekeri ise diş çürümelerini tetikleyen boş kalorili bir besin olarak karakterize etmiştir. Bugün, doymuş yağlar halen hükümetin beslenme kurallarının temel taşı olarak kalmış olsa da; son yıllarda Amerikan Kalp Derneği, Dünya Sağlık Örgütü ve diğer sağlık yetkilileri, çok fazla şeker tüketiminin kardiyovasküler hastalık riskini arttırabileceği konusunda uyarılar yapmaya başlamışlardır.

New York Üniversitesi besleme, gıda çalışmaları ve halk sağlığı profesörü Marion Nestle, yeni çalışmalara eşlik edecek nitelikte yazdığı makalede, şeker endüstrisi tarafından desteklenen ve ortaya atılan dokümanların, koroner kalp hastalıkları konusunda önemli bir risk faktörü olan şekeri akladığı konusunda, ikna edici bir kanıt olduğunu söylemiştir. Nestle, ayrıca bu durumun dehşet verici olduğunu ve endüstri etkisine yönelik en bariz örneği teşkil ettiğini ifade etmiştir.

Harvard T.H. CHAN Halk Sağlığı Okulu Beslenme Bölümü Başkanı Dr. Walter Willet, 1960’lı yıllardan bu yana akademik menfaat çatışmalarının önemli ölçüde değişiklik kaydettiğini, fakat endüstri belgelerinin “araştırmaların neden sanayi fonları yerine kamu finansmanı ile desteklenmesi gerektiği” konusunda uyarıcı ve hatırlatıcı olmuştur. Dr. Willet, ayrıca, araştırmacıların şeker ve yağın göreceli risklerini değerlendirmeleri noktasında sınırlı verilere sahip olduklarını belirtmiştir.

Bugün elde olan veriler göz önüne alındığında, rafine karbonhidratlar ve özellikle şekerli içecekler kardiyovasküler hastalıklar için risk faktörü olduğu söylenebilirken, yağ türlerini de bu konuda önem taşımaktadır.

seker_endustrisinin_rusvet_ve_yag_oyunu-3

JAMA Dâhiliye yazıları Illinois Üniversitesi, Harvard arşivleri ve diğer kütüphanelerde keşfedilen binlerce sayfa araştırma ve belgeye dayanmaktadır. Bu belgeler, 1964 yılında şeker endüstrisinin üst düzey yöneticisi John Hickson’ un diğer sanayi yetkilileri ile halkın bu araştırmaların bilimsel ve yasal yollarla yapıldığı yönünde bir algı oluşturmak adına bir plan yaptığını göstermiştir.

Bu dönemde araştırmalar, yüksek şeker tüketimi ve ülkenin yüksek kalp hastalıkları oranları arasındaki ilişkiye yoğunlaşmaya başlamıştır. Aynı zamanda, Minnesota’nın önde gelen psikologlarından Ancel Kays’in de içinde bulunduğu, diğer bilim adamları, doymuş yağ ve kolesterolün, kalp hastalıkları konusunda en büyük riski oluşturduğuna dair bir teori ortaya atmıştır.

Hickson, endüstri destekli şeker araştırmaları üzerindeki alarm niteliğindeki baskıları ortadan kaldırmak için yeni bir veri yayınlayarak, üzerindeki iftiraları çürüteceğini söylemiştir. Ve bu doğrultuda, şeker karşıtı araştırmalara karşı gerçeği göstermek için Harvard araştırmacılarını belirleyerek, araştırmacılara, bugünün parasıyla $49,000’ a karşılık gelen, $6,500 ödeme yapmıştır. Yapılan araştırmalar arasından şekeri savunan en iyi bulgulara ulaşmak için seçim yapılmıştır. Diğer yandan, Harvard’ lı Dr. Hegsted, bu noktada şeker yöneticilerine ilgiledikleri konunun ne olduğu hakkında farkındalık sahibi olduklarını ve bu noktada en iyisini yaptıkları konusunda güvence verdi.

Bütün bu çalışmalar sırasında her bulunan veri Hickson ile paylaşılmış ve yapılanlarla ilgili bilgiler verilmiştir. Bu noktada, Harvard bilim adamları, şekerin etkisini reddederken, doymuş yağ kullanımın risk oluşturduğu konusunda daha fazla güven verici yazılar ortaya koymuştur.

Mr. Hickson, o dönemde yayınlanan bu yazılar sonucunda az yağlı diyetlerin birçok sağlık yetkilisi tarafından öne çıktığı ve şeker ve kalp hastalıkları arasındaki ilişkiye dair soruların ortadan kalktığını söylemiştir. Dr. Glantz ise bu çalışmalarla ilgili, o zamanın şartlarında çok kötü ve olumsuz bir davranış sergilediklerini ifade etmiştir.

Kaynak:

http://www.nytimes.com

Bir cevap yazın

draw-freehand.png
Yazı ile ilgili yorumlarınızı paylaşabilir ya da sormak istediğiniz soru varsa aşağıdaki formu kullanabilirsiniz. Sorulara en kısa sürede yanıt vermeye çalışacağız. Lütfen iletinizi gönderirken dil bilgisi kurallarına özen gösteriniz.
 

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.