Harvard Obezite Serisi ile obeziteden korunma yazılarına, obezite genetik mi makalesi ile devam ediyoruz. Obezlik ya da aşırı kilo genlere bağlı olabilir mi? Genetik faktörler, gen ilişkisi, dna ilişkisi, kilolu olmanın, obezitenin genetik nedenleri var mı? Şişmanlık ve kilo alma ile genlerimizin alakası var mı? Şişmanlık genetik mi gibi sorulara yanıt bulabileceğiz.
10 binlerce yıl öncesi ile şimdiki genlerimizin %99.99 aynı olduğunu ve genlerimizde ciddi bir değişiklik olmamıştır. Buna rağmen obezite, diyabet, tansiyon, kalp yetmezliği, kanser gibi hastalıkların bu kadar ciddi oranda artmıştır. Bunun genetik ya da genler ile alakası olmadığı, yaşam ve beslenme tarzı değişiklikliği dolayısıyla olduğu gayet açık. Obezite genetik mi, bilim bu konuda ne diyor? Gelin bu konuyu bilimsel kaynakları ile inceleyelim.
Genler, bireylerin psikolojisi, gelişimi ve adaptasyonu süreçlerinde her yönden etkiye sahiptir. Obezite, yine genlerin etkisinde olan sağlık sorunları arasında yer alır. Bu noktada, henüz obezite oluşumuna katkıda bulunan spesifik genler ve genetik çevre etkileşimi olarak adlandırılan gen kodlaması ve yaşam deneyimlerinin ölçüt oranları hakkında çok az şey bilinmektedir.
İnsanlarda obezite genleri üzerindeki araştırmalara, uzun yıllar önce başlamıştır. Moleküler biyoloji teknolojisindeki gelişmeler ve İnsan Genomu Projesi başarısı bu araştırmaları daha da kuvvetlendirmiştir. Bu çalışmalar nadir görülen, basit formdaki obezite genlerine neden olan bazı faktörleri aydınlığa kavuşturmuştur.
Ortaya çıkan araştırmalar, yine, binleri olmasa da, düzinelerce insanı etkileyen yaygın obezite olarak adlandırılan genleri ve genetik temelleri tanımlamaya başlamıştır. Ek olarak, belirli gıdalara ve obezite üzerine yapılan araştırmalarda, diyet, genler ve obezite ilişkisine daha fazla ışık tutmuştur.
2014 yılında yapılan bir araştırmanın sonuçlarına göre, kızarmış yiyeceklerin tüketimi obezite ile ilişkili genleri etkilemekte olup, bu açıdan genetik olarak obeziteye yatkın olan bireylerin kızarmış yiyecek tüketiminin azaltmasının önemi ortaya çıkmıştır.
Yapılan araştırmalarda öne çıkan sonuçlar, genetik faktörlerin obezite riski konusunda çok küçük bir etkisi olduğunu ve genlerimizin kaderimiz olmadığını ortaya koymaktadır. Bu noktada, obezite genleri olarak adlandırılan genleri taşıyan pek çok insanın şişman olmadığını ve sağlıklı yaşam tarzının bu genetik etkileri ortadan kaldırması söz konusudur. Bu makalede, genler ve gen-çevre etkileşiminin obezite gelişimine olan etkilerini aktarmaya çalışacağız.
Nadir Görülen Obezite Basit Gen Mutasyonudur
Seyrek görülen bazı obezite türleri, basit genlerde monojenik mutasyon adı verilen doğal mutasyonlar sonucu gerçekleşir. Bu mutasyonlar; leptin hormonu, leptin reseptörleri, proopiomelankotrin ve melanokortin reseptörlerini kodlayan genler, iştah kontrolü, yiyecek toleransı ve enerji hemostas değerleri konusunda çok önemli bir rol oynarlar.
Nadir görülen bu obezite şeklinde, mutasyon ya da kromozom anormallikleri sonucu ortaya çıkan bazı genetik sendromların bir özelliğidir. Bu sendromlarda zekâ geriliği, bedensel anomaliler ve diğer problemler obeziteye eşlik eder. (Yani, obezite genetik mi? Çok çok küçük bir kısmı genetik denebilir…)
Yaygın Obezite Nedeni Çoklu Gen Mutasyonları
21. yüzyılda; obezite, gerek gelişmiş, gerekse gelişmemiş toplumlarda, zengin fakir, eğitimli eğitimsiz herkesin sorunu haline gelmiştir. Vücut yağ seviyesi kişiden kişiye değişmekle birlikte, bazı insanlar diğerlerinden daha fazla vücut ağırlığını taşımaya eğilimlidir.
Hayvan ve insanlarla yapılan araştırmalar, geniş kesim araştırmaları ve çift araştırmaları, obezite duyarlılığımızın genetik bileşenleri olduğunu savunmaktadır. Fakat bu durumda, tek bir genin kontrolü değil, çoklu genler obezite oluşumunu etkilemektedir.
İkizler üzerinde araştırmalar, yaygın obezite genleri hakkında bazı noktaları gözler önüne sermiştir. Bu doğrultuda tek yumurta ikizlerinin vücut kitle indeksleri büyük ölçüde benzerlik göstermekte olup, bu durum genlerin obeziteye olan etkisini ortaya koymaktadır.
Bu araştırmalar, aynı görünümde olan ve aynı çevrede yaşayan kardeşler üzerinde yapılmış olup, diğer faktörler sabit olarak değerlendirilmiştir. (Bu noktada yaklaşık olarak aynı kiloya sahip olmaları, aynı ortamda büyüdükleri için aynı yiyecekleri tüketmeleri ile alakalı olabilir düşüncesini de akla getirmektedir.)
Obezite ile İlgili Genleri Tanımlamak için Genom Kapsamlı Araştırma Çalışmalar (GWAS)
GWAS özel teknolojilerle hastalıklarda neden olan genleri inceleyen araştırmalar olup, bu araştırmalar, bazı hastalıklarla alakalı olabilecek gen varyasyonlarını bulmak için, binlerce insanın DNA dizilimlerindeki genetik işaretleri mercek altına almıştır.
Obezite gibi kompleks hastalıklarda önemli bir rolü olan gen değişkenlerini bulmaya yönelen bu çalışmalarda, sıklıkla DNA yapısında küçük değişiklikler yapılmış ve gen kodlarında yapılan bu değişikliklerin gen faaliyetinde değişikliklere neden olduğu gözlemlenmiştir. Tek nükleotid polimorfizm ya da gen varyantları olarak adlandırılan bu küçük DNA değişimleri sıklıkla hastalık risklerini ortaya çıkarmaktadır.
2007 yılında genom kapsamlı araştırmaları kullanan araştırmacılar, obezite ile ilgili gen değişkenleri arasında ilk olarak kromozom 16 üzerinde yağ kütlesi ve obezite genini (FTO) tanımlamıştır. Bu gen değişkenleri oldukça yaygın olup, bu gene sahip kişiler, diğer insanlara göre %20 ile %30 arasında daha fazla obezite riski taşımaktadır.
Araştırmacıların kromozom 18 üzerinde tanımladığı kini obezite ilişkili gen değişkeni ise melanokortin 4 reseptör geni olup, bu gen aynı zamanda tek genli obezite oluşumundan da sorumludur. Bugüne kadar, genom kapsamlı çalışmalar doğrultusunda, araştırmacılar, vücut kitle indeksi ile ilgili, 12 kromozom üzerinde 30’dan fazla aday gen tanımlamıştır.
Bu noktada, bu aday genler arasında en fazla etkili olan FTO geninin bile, gen kaynaklı obezite duyarlılığında küçük bir etkiye sahip olduğunu akılda tutmak gerekir.
Obezite Genetik mi? Kalıtım Neden Kader Değil?
Obezitenin dünya çapında hızlı bir şekilde yayılmasını açıklamak için, genetik değişikliklerden bahsetmek pek mümkün değildir. Bunun nedeni farklı genlerin, çeşitli jenerasyonlara ve değişen popülasyonlara göre sabit kalmamasıdır. Yayılma için yeni mutasyonların ve polimorfizmin gelişimi uzun süre alır.
Eğer genlerimiz uzun süre yıllar boyu hep aynı şekilde kalıyorsa, neden yıllar içerisinde obezite sayısında artış gözleniyor? Fiziksel, sosyal, politik ve ekonomik çevremiz; ne kadar yediğimiz ve ne kadar hareket ettiğimizi etkileyen bir alanı ifade eder.
Çevresel değişiklikler insanları daha fazla yemeye teşvik ederken, yeterli fiziksel aktivite yapmayı da zorlaştırarak, aşırı kilolu olma ve obeziteyi tetikleyen durumlarda kilit bir rol üstlenir.
Genetik kodlamaya dair araştırmalar, bazı insanlarda obeziteye olan genetik yatkınlığın, obezite konusunda bir kader olmadığını savunmaktadır.
Bunun yerine, sağlıklı bir beslenme düzeni ve yeteri kadar egzersiz yapmak, gen ilişkili obezite riskini etkisiz hale getirmeye yardımcı olabilir. Bu noktada 2008 yılında Andreasen ve ortakları, fiziksel aktivitenin FTO (obezite geni) ortak değişkeni olan bir obezite genini dengelediği ve etkisini azalttığını ispatlamıştır.
17.058 Danimarkalı üzerinde yapılan araştırma sonucunda, obezite geni taşıyan ve fiziksel olarak aktif olmayan bireylerin, obezite geni taşımayan ve inaktif bir yaşam süren kişilere göre daha yüksek vücut kitle indeksine sahip oldukları görülmüştür. Bu açıdan obeziteye yatkınlık önemli olmayıp, obezite geni olanlar için fiziksel aktivite oranı daha fazlaysa, gen taşımayan bireylere göre farklılık oluşmamaktadır.
FTO geni (obezite geni) fiziksel aktivite ve obezite arasındaki ilişkiye yönelik sonraki çalışma ise karşıt yönde sonuçlar ortaya çıkarmıştır. Araştırmacılar, daha net ve detaylı bir cevaba ulaşabilmek için yetişkinlerle yapılan 45 ve çocuklarla yapılan 9 araştırmada, toplam 240.000 insanı yeniden kombinlemiş ve yeniden analiz etmişlerdir.
Bu doğrultuda elde edilen bulgular, obeziteyi destekleyen FTO gen değişkenini taşıyan kişilerin, diğerlerine göre %23 daha fazla obezite riski taşıdığını ortaya koymuştur.
Fakat fiziksel olarak aktif olmak, bir kez daha riski düşüren bir faktör olarak karşımıza çıkmaktadır. FTO obezite geni taşıyan yetişkinler arasında, aktif bir yaşamı olanların obezite riski %30 daha düşüktür.
Pek çok insan aile geçmişleri ve etnik yapıları itibariyle obeziteye karşı genetik yatkınlığa sahip olabilir. Genetik yatkınlıktan obeziteye geçiş ise, genel olarak beslenme ve diyet düzeninde, yaşam tarzında ve diğer çevresel faktörlerde meydana gelen değişiklikler sonucu söz konusu olmaktadır.
Bu değişikliklerden bazılarını şöyle sıralayabiliriz:
- Her alanda her saat ve her gün gıdaya erişimin mümkün olması.
- Çalışırken, ev işlerinde ya da boş zamanlarda, özellikle çocuklar arasında, fiziksel aktivitede gözle görülür oranda düşüş.
- Televizyon seyretme, bilgisayar kullanma ve oturarak yapılan aktivitelere ayrılan zamanda artış.
- Yüksek derecede işlenmiş ve fast food gıdaların ve şekerli içecek ve içkilerin, her markette bulunan kampanyalarla desteklenmesi.
Sağlıklı Yaşam Tarzı Gen Kaynaklı Riskleri Önleyebilir
Obezite, özellikle de yaygın obezitenin (günümüzde problem olan obezite salgını) genetik etkileşimi ve gen-çevre ilişkilerini analiz etmek, obezitenin nedensel yollarını daha iyi anlamaya yardımcı olacaktır. Analizler sonucu elde edilen bilgiler ise obeziteden korunmayı ve obezite tedavisi konusunda destekleyici stratejileri beraberinde getirebilir.
Fakat burada unutulmaması gereken asıl nokta, genlerin obezite oluşum riskine olan etkisinin az olduğu, asıl büyük etkinin zararlı besinler ve aktivite ortamı olduğudur.
Bir bilim adamının yazdığı gibi, genler belki kimin obez olacağını belirlemeye yardımcı olabilir, ama çevremiz kaçımızın obez olacağını belirler. Bu yüzden, obeziteyi önleme çabalarında çevremizi daha sağlıklı olacak şekilde değiştirmeye odaklanmamız gerekir.
Obezite genetik mi araştırmasından çıkan sonuçlar
- Araştırmadan da anlaşılacağı üzere, obezite genetik mi sorumuzun cevabı olarak obezite genetik değildir sonucuna ulaşmaktayız.
- Nadir görülen obeziteden sorumlu bir takım genler bulunsa da yaşam tarzı değişikliği ile onların bile sağlıklı yaşam sürmeleri mümkündür.
- Yüzyıllar boyunca insanlarla aynı genlere sahiptik fakat son 100 yıllık süreçte değişen çevre koşulları obezitenin bu kadar yaygınlaşmasına neden oldu.
- Obezite genetik mi, obezite geni nedir? Obezite genine, FTO denmektedir.
- Zayıf ve sağlıklı bir yaşam için, çevre koşullarımızı değiştirelim.
- Obezite ile alakalı suçlu arıyorsak, bu suçlu genlerimiz değil. Herkeste bu genler olabilir fakat yeme alışkanlıklarımız bu genleri aktif hale getiriyor. Araştırmalar da bizlere bunu gösteriyor.
- Obezite genetik mi? Obezite ailesel mi? Bu soruların yanıtını artık daha iyi anlayabiliyoruz. Obezite, ailesel olabilir çünkü ailedeki herkes aynı yemeği yer. Obezitenin bu kadar yaygın olmasının nedeni genetik, asla ve asla değildir.
Referanslar:
- Hu F. Genetic predictors of obesity. (Obezitenin genetik belirleyicileri) In: Hu F, ed. Obesity Epidemiology. New York City: Oxford University Press, 2008; 437-460.
- Farooqi S, O’Rahilly S. Genetics of obesity in humans. (İnsanlarda obezite genetiği) Endocr Rev. 2006; 27:710-18.
- Maes HH, Neale MC, Eaves LJ. Genetic and environmental factors in relative body weight and human adiposity. (Genetik ve çevresel faktörlere göre vücut ağırlığı ve şişmanlık) Behav Genet. 1997; 27:325-51.
- Dina C, Meyre D, Gallina S, et al. Variation in FTO contributes to childhood obesity and severe adult obesity. (Çocukluk çağı ve bazı yetişkinlerde görülen obeziteyi tetikleyen FTO değişkenleri) Nat Genet. 2007; 39:724-6.
- Frayling TM, Timpson NJ, Weedon MN, et al. A common variant in the FTO gene is associated with body mass index and predisposes to childhood and adult obesity.(Çocukluk çağı ve yetişkin obezitesine yatkınlık oluşturan ortak FTO geni) Science. 2007; 316:889-94.
- Loos RJ, Lindgren CM, Li S, et al. Common variants near MC4R are associated with fat mass, weight and risk of obesity. (Yağ kütlesi, ağırlık ve obezite riski ile ilşkili MC4R yanındaki ortak değişkenler) Nat Genet. 2008; 40:768-75.
- Qi L, Kraft P, Hunter DJ, Hu FB. The common obesity variant near MC4R gene is associated with higher intakes of total energy and dietary fat, weight change and diabetes risk in women. (Toplam enerji ve diyet yağların daha yüksek alınması ile MCR4 yakınındaki ortak obezite değişkeni, kadınlarda ağırlık değişimi ve diyabet riski)) Hum Mol Genet. 2008; 17:3502-8.
- O’Rahilly S. Human genetics illuminates the paths to metabolic disease. (Metabolik rahatsızlıkların yolunu aydılatan insan genetiği) Nature. 2009; 462:307-14.
- Speliotes EK, Willer CJ, Berndt SI, et al. Association analyses of 249,796 individuals reveal eighteen new loci associated with body mass index. ( 18 yeni mahalleden 249,796 genç ve vücut kütle indeksi ile ilişkili analizler) Nat Genet. 2010; 42:937-48.
- Heid IM, Jackson AU, Randall JC. Meta-analysis identifies 13 novel loci associated with waist-hip ratio and reveals sexual dimorphism in the genetic basis of fat distribution. (Genetik bazlı yağ dağılımında bel kalça oranı ve ortaya çıkan cinsiyet dimorfizmi tanımlayan meta analizleri) Nat Genet. 2010; 42:949-60.
- Walley AJ, Asher JE, Froguel P. The genetic contribution to non-syndromic human obesity. (Sendromik olmayan insan obezitesine neden olan genetik) Nat Rev Genet. 2009; 10:431-42.
- Qi L, Cho YA. Gene-environment interaction and obesity. (Gen-çevre ilişkisi ve obezite) Nutr Rev. 2008; 66:684-94.
- Andreasen CH, Stender-Petersen KL, Mogensen MS, et al. Low physical activity accentuates the effect of the FTO rs9939609 polymorphism on body fat accumulation. (Düşük fiziksel aktivitenin vücutta yağ birikmesine neden olan FTO polimorfizmi üzerindeki etkisine vurgu) Diabetes. 2008; 57:95-101.
- Rampersaud E, Mitchell BD, Pollin TI, et al. Physical activity and the association of common FTO gene variants with body mass index and obesity. (Fiziksel aktivite ve ortak FTO gen değişkenleri ile vücut kitle indeksi ve obezite ilişkisi) Arch Intern Med. 2008; 168:1791-7.
- Ruiz JR, Labayen I, Ortega FB, et al. Attenuation of the effect of the FTO rs9939609 polymorphism on total and central body fat by physical activity in adolescents: the HELENA study. (Ergenlerde fiziksel aktivite yoluyla FTO polimorfizminin genel ve merkezi vücut ağırlığı üzerindeki etkilerinin azalması: HELENA araştırması) Arch Pediatr Adolesc Med. 2010; 164:328-33.
- Jonsson A, Renstrom F, Lyssenko V, et al. Assessing the effect of interaction between an FTO variant (rs9939609) and physical activity on obesity in 15,925 Swedish and 2,511 Finnish adults. (15,925 İsveçli ve 2,511 Finli yetişkinde FTO değişkenleri ve fiziksel aktivite etkileşiminin obeziteye olan etkisi araştırması) Diabetologia. 2009; 52:1334-8.
- KilpelinenTO, Qi L, Brage S, et al.Physical activity attenuates the influence of FTO variants on obesity risk: a meta-analysis of 218,166 adults and 19,268 children. (Fiziksel aktivite obezite riskine neden olan FTO değişkenlerinin etkisini azaltır: 218,166 yetişkin ve 19,268 çocukla yapılan meta analizleri) PLoS Med. 2011;8:e1001116. Epub 2011 Nov 1.
- Veerman JL. On the futility of screening for genes that make you fat. (Şişmanlatan genleri gözlemenin anlamsızlığı) PLoS Med. 2011 Nov;8(11):e1001114. Epub 2011 Nov 1.
- Qi, Q, Chu, AY, Kang, JH, Huang, J, Rose, LM, Jensen, MK, Liang, L, Curhan, GC, Pasquale, LR, Wiggs, JL, De Vivo, I, Chan, AT, Choi, HK, Tamimi, RM, Ridker, PM, Hunter, DJ, Willett, WC, Rimm, EB, Chasman, DI, Hu, FB, Qi, L. (2014). Fried food consumption, genetic risk, and body mass index: gene-diet interaction analysis in three US cohort studies. (Kızarmış yiyecek tüketimi, genetik risk ve vücut kitle indeksi: 3 farklı topluluk üzerinde yapılan araştırmalardaki gen-diyet etkileşimi analizleri) BMJ 19;348:g1610.
- Asai M Ramachandrappa S Joachim M Shen Y Zhang R Nuthalapati N Ramanathan V Strochlic, DE Ferket P Linhart K, Ho C Novoselova, TV Garg S Ridderstr
Kaynak: https://www.hsph.harvard.edu/