Geçmişten bugüne kadar birçok insan annem beni 3.750 kg doğurmuş, 4 kg doğurmuş, 5 kg doğurmuş derken yok mu arttıran? Var daha bitmedi. Kemiklerim iri benim, teyzeme çekmişim oda benim gibi toplu bir bayan, amcama çekmişim oda benim gibi kalıplı (130 kg) arkadaşım sen çanak anten misin?
İşine gelen konuları çekip, işine gelmeyen sağlığınla alakalı konuları çekmiyorsun? Halk arasında biz buna kısaca “maymun iştahlılık”diyoruz. Maymunlardan gelme sürüngen bir beynimiz vardır. Sağ ve sol lob olmak üzere 2’ye ayrılır. Sağ olan duygusal sol olan ise mantıksal düşünür.
Kendini kandırmak isteyenler ise 2 lobun ortasındaki sulanmış beyinlerinde yüzerler. “Maymun İştahlılık”demek “merak etmek, yeni bir şeyler için keşfetme heyecanı”demektir.
Ama maalesef ki ülkemizde bu durum yeni bir şeyler öğrenme, kendini geliştirme konusunda değil vücudunu, maymun iştahlılık bünyesinde nasıl daha çok yağlandırırım, kiloma kilo katıp, heyecan duygusunu nasıl öldürüp, yanında bir çok hormonsal bozukluğa yol açarım diye uğraş edip, 1 gün sağlıklı beslenmeye karar verip o günün akşamında bir elinde x bir markanın çikolata kavanozunu alıp diğer bir eliylede ekmek alıp bozan insanlar sıfatı altında geçiyorlar.
Bu insanların çoğu şimdilerde çocuk sahibi olmuş. Tehlikenin farkında mısınız?
Çocuklarını, bebeklikten yetişkinlik evresine gelene kadar elleriyle beslemeye çalışan anne ve babaları çocuklarının sürekli bir iştahsızlık yaşayacağı korkusuyla ellerine sağlıksız paketli ürünleri vererek yetiştirmesi, halk diliyle biraz daha “tombul” olsunlar diye kilo aldırıcı sağlıksız yiyecek ve ek takviyeler vermesi tamda sürüngen beynin yapacağı cinsten bir iştir.
Bu durum beyinlerinde geçmişten günümüze gelene kadar ne kadar kilo o kadar sağlıklı düşüncesi bir köşeye sıkıştırılmış gün yüzü bulmayı bekleyen duygulardan oluşur. Kemiklerini bilmem ama yağ oranın oldukça kalınlaşmış, bu kalınlıkta yüzünün sadece kaş, göz, burun ve ağızdan oluşmasına yol açmış.
Nerden mi biliyorum? BOYNUN YOK! Yok arkadaş sadece üst gövdenle kafan birleşmiş çenen yemek yemekten üst gövdene kaymış… Sen gidip Kartalkaya’da ya da Uludağ’da kaysana, spor yapmak sadece yüzme, koşma, ağırlık kaldırma ve yürüyüşten ibaret değildir. Kendini yemek yeme zorunluluğunda hissettiğin gibi spor yapma konusunda da zorunlu hissetmelisin.
Yurtdışından dayın sana Alman maması gönderdi diye mi küçüklüğünden bu zamana kadar böylesin sanıyorsun? Hayır! Bilinçlenmek istemeyen anne ve baban yüzünden, bilinçsiz anne ve baba olma yolunda olduğun için böylesin. Sorarlar adama “belli bir yaştan sonra neden bu kiloların önüne geçmedin?”diye.
Çevrende kilo veren insanları gördükçe benimde “yağlarımı” geçtim. “Kalın kemiklerim”erir mi acaba, diye düşünmedin mi? En kolay örnek; küçükken büyük bir hevesle alıp beslediğin köpeğin sen bakmayıp, yemek vermeyince cılızlaşmadı mı? Hastalanmadı mı? Ona tasma takıyorsun senin ağzına ne takmak gerek? Susturucu mu? Emzik takayım onu em, iradene sahip çıkamıyorsan çünkü küçükken seni öyle alıştırdılar yadırgamazsın.
Senin ağzına ballı, kaymaklı emzikleri veren annen kadar cömert olmam yalnız bu durumdan kurtulman için en büyük destekçilerinden birisi ben olurum. Yemek yemek güzel geldi değil mi? Bende çok seviyorum ama tabak tabak yemek yemeği değil, porsiyona bölerek yemeği seviyorum.
Kahvenin yanında kremalı pastaları yemek vazgeçilmezin oldu değil mi? Kahvene 3 şeker atmazsan aman kısmetin kapanır. Bunları yerken 3 kg fazlam var veririm, diğer hafta 5 kg fazlam var aradan koskoca 3 ay geçti 15 kg fazlam var veririm evresine mi geldin? Yolun neresinden dönersen kardır.
Beyninin sana küçük oyunlar oynamasına izin verme. Ben küçüklüğümden beri kiloluyum bu benim kaderim deme. Herkes kendi kaderini kendisi yazar. Nereden mi biliyorum? Kendimden tabiikide. 4 ay içerisinde sağlıklı beslenerek ve spor yaparak sarkmadan sıkılaşarak 21 kg verdim. Sürüngen beynime kilit vurdum ve klişelere son verdim.
Birgün çok yiyor diğer gün az yiyor sürekli kilo alıp veriyor ve vücudunu mu çatlatıyorsun? Ceviz kıracağı mı senin vücudun yazık değil mi? Kilo alıp veriyorsan metabolizman çalışıyor demektir. Ben metabolizmanı çalar saat gibi tekrardan kuracağım seni yeni bir yazılım programı gibi tekrardan yazacağım.
Hayatın size oynadığı en büyük oyunlardan biriside kıyafet alırken beden ölçünüzdür. 32den başlar, 58e kadar uzanır gider. Rakamlar seninle dalga geçer, seni oyuna getirip 36 beden birisiyle 44 beden birisinin aynı elbiseyi giymesi için beden tablosu oluşturması gizli içerikli bir oyundur.
Aynı kumar gibidir. Vücut kilolarla oynadıkça daha çok oynama isteği gelir konumuzun başında değindiğim”maymun iştahlılık”evresi başlar sayıları gördükçe kumarda güven gelir, bedende de aynı durum söz konusudur. Size”bu kıyafet oluyor zaten bana aynısının 42side var olmazsa 44ünü alırım”dedirtir.
Seni 44e sokar sonra hızını alamazsın vücudun 46ya girmek ister. Bu sefer yüksek rakamlar sana kazandırmaz, kaybettirir. Sen şu an bilinçlenip kilo vermek istemesen bu yazıyı sana sonuna kadar kimse okutturmazdı değil mi? O zaman kimseyi dinleme.
Hayatına yeni bir yön kazandır. Kilolu doğulmaz, sonradan olunuru umarım iyice anlamış ve idrak etmişsinizdir. Başarmak için “maymun iştahlı”olun. Herkes kaybeder ama herkes kazanamaz sadece tek bir taraf kazanır. Bir sonraki postumda görüşmek üzere!
Sevgilerimle Cansu CENİK…