fbpx
Kategoriler
Obezite Haberleri

Şekerli İçecek Satışları %20 Düştü

Dünya sağlık örgütü başta olmak üzere, tüm dünyanın kabul ettiği, birçok hastalığa yol açan şekerin, Obezite.com olarak ülkemizde de şeker karşıtı kampanyalarla yasaklanmasını istemekteyiz. (Lütfen yazımızı sevdiklerinizin de görmesi için mümkün olduğunca paylaşınız…)

Şekerin zararlarının anlatıldığı, uluslararası kabul görmüş tüm araştırmaları da, bu konuda bilgi düzeyimizi artırmak ve bunları yayınlamak adına yoğun çaba harcamaktayız.

Şekerli içecekler ülkemizde de yasaklansın! En iyi tedavi hiç hasta olmamaktır.

amerikan_kalp_dernegi_haberiAmerikan Kalp Derneği’nin haberine göre, şekerli içecek tüketiminin zararları doğrultusunda yapılan bir kampanyanın verileri araştırılmış ve bu verisel araştırma sonuçları paylaşıldı. Şekerli içecek satış oranlarındaki değişim ve bu doğrultuda kampanyaya dair etki derecesi ölçülmüştür.

New Orleans’ta yapılan yeni bir araştırma, toplumun şekerli içeceklerin sağlık üzerindeki etkileri hakkında eğitilmesinin, müşterilerin satın alma alışkanlıkları konusunda çarpıcı değişimlere neden olduğunu göstermektedir.

Amerikan Kalp Derneği 2016 yılı Bilimsel Toplantısı’nda sunumu yapılan araştırmaya göre, toplumsal eğitim çabalarıyla bir araya gelen politika değişiklikleri, Maryland, Howard County eyaletindeki şekerli içecek satışlarında yüzde 20’ye varan bir düşüşe yol açmıştır.

Şekerli içecek satışı yüzde 20 düştü

Araştırmacılar gazlı içecekler, sporcu içecekleri, enerji içecekleri, meyve suları ve aromalı su ve çayları kapsayan, şekerli içecek satışlarını analiz etmişlerdir.

Savunucular, bu tarz içeceklerin, hem çocuklar hem de yetişkinler açısından, boş ve fayda sağlamayan kalori ifade eden kaynakların başında geldiğini söylemiştir. Yanı sıra, aşırı miktarda şeker tüketimi obezite, kalp hastalığı riskinin artması, diyabet, diş çürümeleri ve diğer sağlık konularıyla da ilişkilidir.

Araştırmayı yöneten, Connecticut Üniversitesi UConn Rudd Center Gıda Politikaları ve Obezite Merkezi yöneticisi Ph.D Marlene B. Schwartz, ulusal eğilimin kişilerin şekerli içecek tüketimini azaltmaları yönünde ilerlediğini söylemiştir. Schwartz ayrıca, bu eğilimi izlemeye devam etmenin olumlu olacağını, sürekli düşüş gösteren ivmeyi görmeye devam edeceklerinden emin olduğunu ifade etmiştir.

Şekerli içecek yasağı

Araştırma, 2012 yılında, Howard County eyaletinde Horizon Vakfı ve birkaç toplum gönüllüsü tarafından yürütülen kampanyayı incelemiştir.

Araştırmacılar, Howard County eyaletindeki 15 süpermarkette, en çok satan markaların haftalık şekerli içecek satışlarını, pazarın ürün fiyatlarına olan etkilerini kontrol altına almak ve kampanyanın etkilerini gözlemleyebilmek adına, Pensilvanya’nın doğusunda yer alan 17 süpermarketle eşleştirerek karşılaştırmıştır.

Araştırmada, bakkal ve küçük marketler gibi, süpermarket dışı satıcıların satış verileri kullanılmamış olup, yanı sıra satış değerlendirmesi de tüm marka satışlarını değil, sadece en çok satan markalar üzerinden yapılmıştır.


Elde edilen bulgular doğrultusunda, Howard County eyaletindeki bu kampanya hareketi sonucunda;

Kampanyanın yapıldığı marketlerde şekerli ve gazlı içecek satışları yüzde 20 azalırken, karşılaştırmanın yapıldığı kampanya yapılmayan marketlerde satışlar sabit kalmaya devam etmiştir.

Yine bu hareket, meyve aromalı şekerli içecekler ve yüzde 100 meyve suyu satış oranlarında yüzde 15 seviyesinde bir düşüşe neden olmuştur.

Araştırmacılar, bu çalışmanın kampanyanın şekerli içecek tüketimi üzerindeki etkilerini ölçmek adına perakende satış verilerini kullanan ilk çalışma olduğunu belirtmiştir. Bu anlamda, çalışma, kampanyanın etkili olduğu bir bölümü tanımlamasa da, Schwartz, daha fazla değişiklik için çok yönlü yaklaşımın gerekli olduğuna inanmaktadır.amerikan_kalp_dernegi_haberi

Bu noktada Schwartz,  nüfus düzeyindeki değişikliklere bakıldığında, bu değişikliklerin herkes için geçerli bir etki yaratması mümkün olmadığını, nüfus seviyesinde bir değişiklik oluşturmak ve etkiyi maksimize etmek için pek çok farklı şeyi denemek gerektiğini belirmiştir.

Geçtiğimiz hafta, 4 ABD şehrindeki seçmenler şekerli içecekler için vergiyi onaylarken, aynı anda Şikago Yerel İdare Ofisi üyeleri de kola vb. gazlı içecekler, aromalı çaylar ve sporcu içecekleri, diyet kola ve diğer şekerli içecekler için ek vergi uygulanması için oy kullanmışlardır.

Berkeley-Kaliforniya, ABD Kızılderili Koruma Bölgesi ve Philadelphia’nın tamamı, tüketimin azaltılması için uygulanan şekerli içecek vergileriyle daha önce tanışmıştır.


Sonuç olarak;

  • Her türlü asitli ya da asitsiz şekerli içeceklerin, sağlık üzerindeki olumsuz etkileri konusunda toplumun her kesimi mütabakat sağlamış durumda.
  • Kampanyaların, olumlu ya da olumsuz nasıl bir sonuç ortaya çıkaracağı tam olarak kestirilemezken, yazıdaki çalışmanın sonuçları bu konudaki umutlarımızı artırmıştır.
  • Bu tarz kampanyaların uygulandığı farklı ülkeler olmasına rağmen, somut verilerle yapılan ilk araştırma budur.
  • Türkiye’de de böyle bir kampanya için öncü olmak istemekteyiz. Dolayısıyla bu yazının herkese ulaşması için paylaşmanızı rica ederiz.
  • Abur cubur ürünlere de obezite vergisi getirilmesini teklif etmekteyiz.
  • Ülkemizdeki bu kampanyalarda elde edilen gelirin, yine sağlıklı yaşamı koruma adına (koşu yolu, park, bahçe, yürüyüş alanları, ücretsiz spor salonları) kullanılmasını talep ediyoruz.

Kaynak : www.news.heart.org

Kategoriler
Obezite Araştırmaları

Dünya Sağlık Örgütünden Şekere Savaş

Harvard Üniversitesi profesörlerinin 1960 yılında 150,000 $ rüşvet alarak, yağları hedef tahtasına oturtması, şekerin zararlı etkilerini örtbas etme çalışması geçtiğimiz aylarda deşifre olmuştu.

Tam 56 yıldır; yağların kötü, şekerlerin iyi olduğuna inandırılmıştık.

Şeker ve şekerli ürünlerin obezite, diyabet, tansiyon, kanser, astım hastalıklarında oynadığı rol konusundaki çalışmalar tekrar gündeme gelmeye başladı. Buna kayıtsız kalamayan Dünya Sağlık Örgütü de, son yüzyılın en büyük kabusu olan şeker, şekerli gıdalar ve şekerin yol açtığı hastalıkları önlemek adına savaş açtı. İngiltere’nin en ünlü tıp dergilerinden The Lancet’in haberini sizler için derledik.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Şekere Savaş Açtı


Dünya Sağlık Örgütü (WHO), 11 Eylül Dünya Obezite Günü’nde, şekere karşı açtığı savaşa dair çalışmalarını arttırdı. Bu doğrultuda, ilk olarak, meyve ve sebzelerle ilgili sübvansiyonları devreye koymak (sağlıklı ürünlerin üretilmesini desteklemek amaçlı olarak) ve özellikle belli şekerli içeceklerin de yer aldığı sağlıksız gıdalara yönelik vergileri artırmak konusunda hükümetlere çağrı yaptı.

Dünya Sağlık Örgütü tarafından sunulan bu tavsiye ve kurallar, dünya çapındaki uzmanların görüşleri ve sağlıklı bir beslenme düzeni geliştirmek ve sağlıksız gıdaların tüketiminden korunmak konusunda yapılan 11 sistematik araştırma doğrultusunda şekillendi.

Bu konuda ikincil hamle ise idari birimler dâhil, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) genel merkezinde şekerli içeceklerin kaldırılması olarak gözlendi. (Değişime kendilerinden başlamaları, bu konuda ne kadar ciddi oldukları izlenimi veriyor.)

Su, çay, kahve, tatlandırıcı içermeyen süt tozu ve personelin işe getireceği şekerli içeceklere izin verildi.

Dünya sağlık örgütünün şekerle savaşı
11 Eylül 2016 Dünya Obezite Günü

İşyerlerinde, hükümet seviyesinde gerçekleştirilen mali politika hareketleri ve bireysel yönde yapılan yaptırımlar birbirinden çok farklı olmazken, bu yaptırımların birleştiği ortak nokta besin değeri içermeyen, obezite ve beraberinde diyabet ve diş çürümelerinde artışına neden olan ürünlerin tüketimlerinin azaltılmasıdır. Bu yaptırımlar, Dünya Sağlık Örgütü tarafından 2015 şeker raporunda yer alan ve şeker alımını azaltmak yönünde sunulan tavsiyeleri içermektedir.

Dünya sağlık örgütü şekerli içeceklere savaş
Çok yakın bir zamanda zararlı gıdaların üzerinde bu tarz uyarılar görmek mümkün olacak. Obezite, alerji, diyabet, diş çürükleri vs.

Dünya Sağlık Örgütünün bu yararlı çalışmaları, aşırı şeker tüketiminin negatif etkileri hakkında toplum bilincinin ve farkındalığının artmasını sağlarken, meyve suyu ya da çikolatalı süt gibi pek çok satılan üründe hangi tür şekerlerin sağlıklı olduğu konusunda da dikkatli olunmasına yardımcı olmuştur.

En önemlisi de, bu kurallar, hükümetin okullarda ve hastanelerdeki şekerli içecekleri kaldırması konusunda büyük oranda destekleyici ve teşvik edici rol üstlenmektedir.

Yüksek oranda şeker, tuz ve yağ içeren besinlerin denetimi ve vergilendirilmesiyle sağlıksız tüketimin önüne geçilmesini ve vergi gelirleriyle şeker tüketiminin neden olacağı hastalıkları önleyici politikalar için kaynak sağlanmasına ortam hazırlamaktadır.

Şekerin zararları
Şeker zararlıdır!

Buradaki en temel sorun, etkilerin gözlenmesi olacaktır. Şekere yönelik vergilerin geçerliliği konusunda deneyim ve kanıtlar artış gösterirken, hastalıklara neden olan ürünlerin azaltılması ve sağlıklı bir yaşam rutinin desteklenmesi konusunda uygulanacak diğer ekonomik kararlar konusunda daha fazla delile ihtiyaç duyulmaktadır.

Yanı sıra, şeker yasaları henüz değerlendirme aşamasındadır. Bu noktada, Yeni Zelanda’da hastanelerdeki şekerli içeceklerin kaldırılması hastalar, tedarikçiler ve hükümet tarafından kabul görürken, sağlık yönünden etkileri bilinmemektedir.

Şekerle savaş, hayati bir anlam ifade ederken, sağlığı tehdit eden ürünlere karşı açılan büyük savaşın sadece bir parçasını oluşturmaktadır.


Sonuç olarak;

  • Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ)’nün alenen şekere karşı savaş açması bizi ziyadesiyle memnun etti.
  • Şeker ile mücadele etmek isteyen hükümetlere, yeni politikalar oluşturulması konusunda DSÖ’nün büyük katkısı olacaktır.
  • Sağlıklsız ürünlere obezite vergisinin gelmesi, uygulanabilecek bir öneri.
  • Sağlıksız ürünlere uyarı yazıları tüketimi azaltacaktır.
  • Şekerle savaşa, DSÖ’nün katılmış olması sağlıklı yaşam için atılmış çok büyük bir adım.
  • Şekere karşı mücadele artık daha net olacak ve ama şeker olmazsa vücudumuz enerjisini nereden alacak gibi basit cümleler kurulmayacak.
  • Sağlıklı ve sağlıksız şeker ayrımı daha net yapılacak. Ambalajlı ve unlu gıdalarla ilgili daha keskin sınırlar olacak.
  • Obezite.com sitesi olarak sağlıksız şekere karşı olan tavrımızı kuruluşumuzdan itibaren sürdürmekteyiz.
  • Son çalışmalar şekerin bir çok hastalığın altında yatan sebep olduğunu gösteriyor fakat küresel sermaye, gıda ve ilaç firmaları bunların gün yüzüne çıkmasına izin vermemekteydi.
Ufak bir rica: Şekerin, sağlıklı yaşamın en büyük düşmanı olduğu konusunda hem fikirsek ve makaleden faydalandıysanız, sevdiklerinizin de faydalanması için lütfen paylaşınız. Sağlıklı yaşam için bir adım da siz atın. Şimdiden paylaşımınız için çok teşekkür ederiz.
Obezite.com Ekibi

Kaynak:

http://www.thelancet.com/